بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَٱلسَّٰبِقَٰتِ سَبْقًا ٤

Derken, öne geçenlere,

– Diyanet İşleri

فَٱلْمُدَبِّرَٰتِ أَمْرًا ٥

Nihayet işi çekip çevirenlere (ki, mutlaka tekrar diriltileceksiniz).

– Diyanet İşleri

يَوْمَ تَرْجُفُ ٱلرَّاجِفَةُ ٦

(6-7) Büyük bir sarsıntının olacağı o günde o sarsıntıyı, peşinden gelen başka bir sarsıntı izleyecektir.

– Diyanet İşleri

تَتْبَعُهَا ٱلرَّادِفَةُ ٧

(6-7) Büyük bir sarsıntının olacağı o günde o sarsıntıyı, peşinden gelen başka bir sarsıntı izleyecektir.

– Diyanet İşleri

قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌ ٨

O gün birtakım kalpler (tedirginlik içinde) şiddetle çarpacaktır.

– Diyanet İşleri

أَبْصَٰرُهَا خَٰشِعَةٌ ٩

Onların gözleri (korku ile) inecektir.

– Diyanet İşleri

يَقُولُونَ أَءِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِى ٱلْحَافِرَةِ ١٠

Şöyle derler: “Biz gerçekten gerisin geriye eski hâlimize mi döndürüleceğiz?”

– Diyanet İşleri

أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمًا نَّخِرَةً ١١

“Bizler çürümüş kemiklere döndükten sonra mı?”

– Diyanet İşleri

قَالُواْ تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ ١٢

“Öyle ise bu hüsran dolu bir dönüştür” dediler.

– Diyanet İşleri

فَإِنَّمَا هِىَ زَجْرَةٌ وَٰحِدَةٌ ١٣

Hâlbuki o, bir haykırıştan (sûr’un üfürülmesinden) ibarettir.

– Diyanet İşleri

فَإِذَا هُم بِٱلسَّاهِرَةِ ١٤

Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu